Söyleşi: Raskol’un Baltası – Sibel Oral

 

Kimsiniz siz?

Vladimir, Estragon, Pozzo ve Lucky. Godot’yu bekleyenleriz.

 

“Yüksek edebiyat bize alçak geliyor…”  Size alçak gelen bu “yüksek edebiyatı” biraz anlatır mısınız?

Kural koyucu edebiyat. “Şu şu şu kurallara uy. Fazla heyecanlanma. Edebinle davran, düzgün otur, düzgün konuş. Yüksek sesle gülme, öksürme. Sorulan “kimsiniz siz” sorularına edepli cevaplar ver. Küçük küçük adımlar at ki ayağınla eteğinin ucuna basıp tökezleme. Böyle davranırsan büyük sofrada yerin hazır.” diyen edebiyat. Sahih edebiyat. Hiç riski olmayan edebiyat. Bize dönüp “Ne gerek var böyle fantezilere” diyenlerin edebiyatı. Dünyayla değil, sanatın kurallarıyla daha ilgili olan edebiyat. Gençlere “ Böyle roman olmaz. Gençler romanı bilmiyor. – Gidin dersinizi çalışın gelin.” diyen edebiyat ve onun temsilcileri.

 

Büyük küçük yüzlerce yayınevi ve doğal olarak da bir “piyasa” durumu var. Büyük olan küçük olanı eziyor… Sizin bu piyasa içinde tutunma bir kaygınız yok sanırım…

Niye olmasın? Tutunma kaygımız elbette var. “Nasıl hızla büyürüz” diye bir ruh halini kastediyorsanız, ha bak o yok. Biz edebiyatseverleriz. Okur sayımızı artırmak bizim için çoğalmak demek. Onu elbette isteriz.

 

“Edebi hiza değil, kişisel patlama arıyoruz…” İkisi de olsa olmaz mı?

Olur. Aslında çok zor bir şeyden söz ettiğinizin bilmem farkında mısınız? Biz, yüksek edebiyatın en sadık okurlarından oluşmuş bir grubuz. Ama hiza biliyorsunuz ortalamayı getirir. En mükemmel hiza askeriyede olur. Zaten her taraftan hizaya davet ediliyoruz, bırakın da arada hiza bozulsun. Hiza bozulunca edebiyat ölmez merak etmeyin. Bugün bizim yüksek edebiyat dediğimiz şey de bir zamanlar o zamanın hizasını bozan bir edebiyattı. Şiirde mesela İkinci Yeni. Gününün yaramaz çocuğuydu ama bugün yüksek edebiyat.

 

Çatışkan Raskolnikov kimdir, ne yazar, ne yapar?

Paltosunun içinde balta cebi olan biri. Öldürücü darbeyi tek seferde vurabilmek için baltanın keskin yüzünü değil, sırtını çevirmeyi akıl edebilmiş zeki biri. Ayrıca öldürdüğü şeyin değerli bir şey olduğunu bilen biri. Ahlaki hesaplaşması olan. Raskolnikov’un işlediği cinayetle nasıl hesaplaştığını tekrar anlatmaya gerek yok herhalde. Bir şey daha eklemek isteriz: Bütün yayınevleri okur arar, biz de okur arıyoruz ama bütün duyurularımızda biz esas yeni yazarları çağırıyoruz. Kafamızdaki yazar tipini de Çatışkan Raskolnikov olarak tanımladık. Baltasını hem dünyaya hem edebiyata vurmak isteyen şiddet dolu biri.

 

Kitap kapaklarınızda sadece Raskol’un Baltası var. Kapakların hepsinin aynı olmasının verdiği mesajı alalım…

Hiza olsa olmaz mı diyordunuz, bu işaret ettiğiniz şey işte bir hiza. Raskol’un Baltası hizası. Biz ağırlıklı olarak gençlerin anlatılarını basmak istediğimiz için, kapaklarımızın yarısını kaplayan Raskol’un Baltası amblemi bir güvence, bir hiza oluştursun istiyoruz. Büyük Pazar’ın şartlarına bakarak bulduğumuz yaratıcı bir çözüm.

 

Yakında çıkacak kitaplarınız?

Her yıl onlarca kitap çıkaran bir dizi değil Raskol’un Baltası. Bir deney. Bizler de laborantız. Gelen kitapları okuyoruz. Yeni yazarlar keşfetmek istiyoruz. “Bu dizi tam benlik” diyen tanınmış yazarlar olursa, onların da yapıtlarını bekliyoruz. Güncelle cedelleşen ama çoksatarların değil edebiyatçıların yazma tavrını içselleştirmiş herkesi bekliyoruz. Aslında bizim savunduğumuz edebiyatın temel ve ezeli hikâyesi.

 

Kitap ekleri, edebiyat dergilerini, gazete sanat sayfalarını nasıl buluyorsunuz?

Edebiyat dergilerini bir kenara ayıralım. Anlaşamayacağımız edebiyat dergileri bile yine diğer mecradan çok daha hayırlıdır. Kitap ekleri ve gazete sanat sayfaları ise bir değişim geçiriyor. Pazarlama denen şeyi öğreniyorlar. Bu eninde sonunda olacaktı. Bizim esas kahramanlarımız Büyük Pazar’ın dışındaki vahşi savaşçılar, mesela MonoKL yayınları, ku-ko (Kurgu Kolektifi), Siren.

 

Taraf, 15 Aralık 2012.

Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on TumblrPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someone