Son Yorumlar

    ANLATILAR
    > Ozan Çınar | Türkiye Topraklarında

    > Ozan Çınar | Türkiye Topraklarında

    Türkiye topraklarında. Şebeke gerilimi. 220 Volt. Kırk beş geçer not. Memur aritmetiği. Lojman geometrisi. Giriş kat hüznü. Merdiven altında katlanan bisikletler. Öğretmen evlerinde ucuz çay. Dönem ödevleri bizde “İnsanoğlu”yla başlar. Homo Gereksiz. Sonra birgün. Turan Emeksiz’i öldürüp ondan vapur ve yemekhane yaptılar. Vapurun telsizini tamir ettim. Yemekhanede manitacılık yaptım. Islak bildirilere ve nane likörüne rağmen....
    > Ferit Edgü | Bir Gemide

    > Ferit Edgü | Bir Gemide

    Yemekten sonra, her akşam yaptığım gibi, güverteye çıkmıştım. Hava ağırdı. Eriyen bir kurşun. Buharını ben soluyordum. Kesik soluyuşumla. Tere batmıştım. Filikaların altında, hiç kimsenin beni görüp tedirgin etmeyeceği bir köşeye sığınmış, serinlemeye çalışıyordum. Bir yandan da, kafamı nicedir çelen şu sorunun karşılığını arıyordum: Nerden binmiştim bu gemiye? Nasıl binmiştim bu gemiye? (Eskilerin deyimiyle, feleğin bir cilvesi olmalıydı...
    > Orhan Duru | Bir Hükümetin Ölümü

    > Orhan Duru | Bir Hükümetin Ölümü

      Filesini alıp, şapkasını başına, ceketini sırtına geçirip İsmet Öztürk Bey, çıktı evinden yapmak için haftalık alışverişini. Kendileri defterdarlıkta memur, belki de müdür. Kim bilir? Beşinci derecenin (Fahrenheit) ikinci kademesinden. Göstergesi 900, katsayısı 14, ek göstergesi 300, yan ödemesi 150, ev kirası 3000, kapıcı parası 250, elektrik ve su dahil… Çok öz bir Türk, başka...
    > Orhan Duru | SARS

    > Orhan Duru | SARS

    Sars       Yeni bir çağdayız: “SARS Çağı”. Deprem ülkesi olarak hep sarsılıp duruyoruz ama “SARS” başka bir görüntü sergiliyor önümüzde. Bu nedenle “sarsma”, “sarsılma” ve “dalgalandırma” diyerek eski günleri de anımsıyoruz bir ölçüde. Kısacası hiç kıpırdamadan durmak gerekiyor. Yüksek dozda ilaçlar içiriliyor hastalara. Şimdi bu hastalık “atipik zatürree” olduğuna göre bir anlamda ne...
    > Rahman Yıldız | Ben Kimim Canavarı - seans 2

    > Rahman Yıldız | Ben Kimim Canavarı – seans 2

    Ben Kimim Canavarı                     Seans 2   Askdjskdjsffhdsffj Bu benim aylar sonra ilk random gülüşüm Göreçki’ye gülmüşüm Ona ölümü bile unutturan şeyler Bana da unuttursunmuş Geceleyin aramızda inşirah’a durmuşuz Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi Hafifletmedik mi acını O belini büken yükü almadık mı senden Yüceltmedik...
    > Fulden Nartur | Off Off Broadway Rüyalar

    > Fulden Nartur | Off Off Broadway Rüyalar

    OFF OFF BROADWAY RÜYALAR İnsanların yarısı mutsuz, diğer yarısı da mutsuz. Müzikaller öyle değil. Müzikallerdeki insanlar hep mutlu; çünkü eninde sonunda aşık olacak bir “şey” buluyorlar. Bakkalla dans et, kötü adamlarla raks et ve hayatınızın aşkı ayağınıza geldi!  Eski karım evliliğimizin son yıllarını  tek bir cümle ile geçirdi: “Sen nasıl bir adamsın” Sonuna hangi noktalama...
    > Fatma Nur Kaptanoğlu | Evin İçinden Dışarıda Bekleyen Her Şey İçin

    > Fatma Nur Kaptanoğlu | Evin İçinden Dışarıda Bekleyen Her Şey İçin

    Evin İçinden Dışarıda Beni Bekleyen Her Şey İçin Evdeyim. Çok uzun zaman sonra ilk kez. İlk kez yanlış oldu. “Çok uzun zaman sonra ilk kez bu kadar uzun.” Evet, şimdi daha iyi. Evde olmanın/evde olmamızın bir türlü yolunda gitmeyen her şeyin yoluna girmesini sağlayacağını belki biraz düşündük ama ikimiz de buna pek ihtimal vermedik. Çok kısa...
    > Ferit Edgü | Baba - Oğul

    > Ferit Edgü | Baba – Oğul

    BABA – OĞUL / I Baba, bu ne biçim hava, göz gözü görmüyor. Filizkıran fırtınası oğlum, hep böyle olur. Peki, yarın hava açar mı baba? Sanmıyorum oğlum. Peki, öbür gün, daha öbürsü gün, güneş çıkar mı? Çıkar oğlum, ama öyle yakınlarda değil. Peki, ben görür müyüm? Umarım görürsün oğlum. Bir soru sordum diye ağlama be...
    > Seda Çakır Avunduk | Hayat Güzel

    > Seda Çakır Avunduk | Hayat Güzel

    Hayat Güzel Ne zaman başladım mum yakmaya, hatırlamıyorum. Bizim evde mum elektrik kesilince yakılırdı. Uzundu, beyazdı, utangaçtı. Ses etmezdi melamin çay tabağına oturtulmanın sakilliğine. Babamın yediği haltı affettirebilmek için yaldızlı kağıtlara sarıp getirdiği gümüş şamdan boy gösterene kadar da korudu sakil duruşunu. Sonra o emektar çay tabağı usulca tel dolabındaki ücra köşesine döndü mecbur. Gümüş...
    > Furkan Çolak | Gerçekleştiği Haliyle

    > Furkan Çolak | Gerçekleştiği Haliyle

    GERÇEKLEŞTİĞİ HALİYLE 2a: Bir Olgu Sunumu Hayatı uzun zamandır bir çökelek. Sıvı içindeki bir tepkime sonucu dibe çöken çözünmez özdek. Bazı uzak sesler, çöktüğü dipte sarsıp dalgalandırıyor onu. Tek bir referans noktası var: Babasının ölümü. Babasının ölüm anı oldukça berrakken, sinyalcinin hareketlerini anımsayamıyor. Babasının çenesindeki son kasılmayla sinyalcinin yüzünü kıyaslamaya çalışıyor. Çenesi gevşeyip gözleri tek...
    > Ferhat Özkan | Serin Bir Yaz Akşamında

    > Ferhat Özkan | Serin Bir Yaz Akşamında

                                                                                    Serin Bir Yaz Akşamında “Yine abartıyorsunuz,” dedi yaşlı öğretmen Mihail. “Bunu siz de biliyor olmalısınız,...
    > Ozan Çınar | Samet

    > Ozan Çınar | Samet

    Samet Sabaha karşı korkuyla uyanıyor ve güvende olduğunu fark edene kadar üzerine örttüğü talaş parçalarının altında bekliyor. Çıktıktan sonra da kendine gelemeyip uzun uzun zemindeki şekillere bakıp dalıyor. Güneş pencerede yükselmeye başlayınca kısa bir titremeyle toparlanıp yola koyuluyor. Eşine az rastlanır büyüklükte bir kafeste yaşıyor Samet. Satıldığı dükkandan yalnızca büyük gözlü ve kahverengi olduğu için...